Kur’an imamım, mürşidim, rehberim
O benim üstadım O’na giderim
O’ndan ders alır hakikati derim
Nurlar yeter Allah’a inandıkça.
Çok tefrika, hizip, fitne çıksa da
Nemrutlar, Neronlar gönlüm yaksa da
Ebu Cehiller sevinip baksa da
Tükrüğüm boğar iman şahlandıkça.
Miskin, tembelsen kadere bağlama
Uçurumun kenarında ağlama
Sünnete sarıl, al kendin sağlama
Yenilmezsin güreşe soyundukça.
Haşa kusur, eksik göremezsin
O’nun ilmi Allah’tan, eremezsin
Sen kendi hesabını veremezsin
Şefaatini iste dilin döndükçe.
Kim demiş? cahildir peygamberim
Sünneti uğruna canım veririm
Allah yoluna mum olur eririm
Korkum olmaz Kur’an’a dayandıkça.
İzinden gitmeye yemin içerim
Batıl bidatları yıkar, geçerim
Küfrü sinemle parçalar, biçerim
Sesim gür çıkar mü’min uyandıkça.
Ağarmış saçın, başın ne diyorsun?
Şu halinle ters yola gidiyorsun
Hala sünneti terk ediyorsun
Hiç tövbe söker mi narda yandıkça.
Ey şeytan! İman bu, yıkılmaz kale
Yol O’nun yolu uğraşma nafile
İslam ve Kur’an gidiyor kafile
Yer, gök titrer: “ MUHAMMED!..” Denildikçe.
ZEYREK TATLIBADEM