MÜ'MİN UYANDIKÇA




Kur’an imamım, mürşidim, rehberim
O benim üstadım O’na giderim
O’ndan ders alır hakikati derim
Nurlar yeter Allah’a inandıkça.

Çok tefrika, hizip, fitne çıksa da
Nemrutlar, Neronlar gönlüm yaksa da
Ebu Cehiller sevinip baksa da
Tükrüğüm boğar iman şahlandıkça.

Miskin, tembelsen kadere bağlama
Uçurumun kenarında ağlama
Sünnete sarıl, al kendin sağlama
Yenilmezsin güreşe soyundukça.

Haşa kusur, eksik göremezsin
O’nun ilmi Allah’tan, eremezsin
Sen kendi hesabını veremezsin
Şefaatini iste dilin döndükçe.

Kim demiş? cahildir peygamberim
Sünneti uğruna canım veririm
Allah yoluna mum olur eririm
Korkum olmaz Kur’an’a dayandıkça.

İzinden gitmeye yemin içerim
Batıl bidatları yıkar, geçerim
Küfrü sinemle parçalar, biçerim
Sesim gür çıkar mü’min uyandıkça.

Ağarmış saçın, başın ne diyorsun?
Şu halinle ters yola gidiyorsun
Hala sünneti terk ediyorsun
Hiç tövbe söker mi narda yandıkça.

Ey şeytan! İman bu, yıkılmaz kale
Yol O’nun yolu uğraşma nafile
İslam ve Kur’an gidiyor kafile
Yer, gök titrer: “ MUHAMMED!..” Denildikçe.

ZEYREK TATLIBADEM

PEYGAMBER SEVGİSİ


O’nu tanısaydın O’na koşardın
Mecnun olurda yollara düşerdin
Aşkından yandıkça çiyken pişerdin
İşte böyle sevmeli peygamberi

Bir anne yavrusun nasıl özlerse
Yollara bakıp da yolun gözlerse
Ağlayıp burnun direği sızlarsa
İşte böyle sevmeli peygamberi

Bir kere gözün yaşla doldu mu hiç?
Muhammed(SAV) denince ürperdin mi hiç?
Ravzasında halden hale girdin mi hiç?
İşte böyle sevmeli peygamberi

Allah Resulünün Sahabesine
Tasmalı köleyim talebesine
Kurban olurum nurlu nefesine
İşte böyle sevmeli peygamberi

Beşer O’na ne kadar da muhtaçtır
Uyuşuk beyinlerine ilaçtır
Gönüllere sultan, başlara taçtır
İşte böyle sevmeli peygamberi

Kibire gösterişe çalışmadan
Dedi kodu, fitneye bulaşmadan
Helal yeyip harama alışmadan
İşte böyle sevmeli peygamberi

Etrafında dönen şems, kamer gibi
Bir Ali, Osman, Sıddık, Ömer gibi
Kardan soğuk badeyi emer gibi
İşte böyle sevmeli peygamberi

İbadetlerden lezzet duya duya
Yandım Ya Resulullah diye diye
Aşık nasıl koşarsa sevgiliye
İşte böyle sevmeli peygamberi

NUR ŞAİRİ(ZEYREK TATLIBADEM)

GİTMEYE HAZIR MI SIN ?


O Yuhyi,hayat veren biridir
Hayatı alan Yumit'dir,diridir
Mevt ebedi bir ayrılık değildir
Esas yurda gitmeye hazır mı sın ?

Aklındaki,kalbindeki sezilmiş
Her amelin,her hizmetin yazılmış
Noktası,virgülü dahi dizilmiş
Sen sözünde durmaya hazır mı sın ?

Mezarda önce namazdan sorulur
Mizan kurulunca hesap görülür
Bilmem defterin nereden verilir
O gün cevap vermeye hazır mı sın ?

Hayat verene aklın inandırdı
Taa nereden Şems yaktı,yandırdı
VEDUD ismi Mevlana'yı döndürdü
Hak yoluna dönmeye hazır mı sın ?

Hakiki iman her kapıyı açar
Yetmş bin perdeden bir anda geçer
Aşkı kalbinde yansa ruhun uçar
Şimdi "ALLAH !.." Demeye hazır mı sın ?

Ağaçlar çamur içsin sen meyve yersin
Toprakta tohumlar sümbüller versin
Koyun yeşil otu süte çevirsin
Sanatını görmeye hazır mı sın ?

Ekşisi,tatlısı bazısıu meyhoş
Tadına,rengine bak hepsi hoş
İlahi rahmetin sofrasına koş
Şimdi kafa yormaya hazır mı sın ?

Herkes O'nun huzuruna gidecek
Halıkını,malikini bilecek
Mabudum,Rabbim tek ALLAH !.. Diyecek
Cennetine girmeye hazır mı sın ?...
NUR ŞAİRİ (Zeyrek TATLIBADEM)

HUZURA DUR


Yeryüzü mescit gönlün niye harap ?
O'na döneceğiz aslımız turap
Mekke bir minber,Medine mihrap
Yönünü kıbleye dön huzura dur.

Bu emanet ömrünü etme heder
Deme fırsatım yok,zaman az,yer dar
Musalla taşına yatana kadar
Yönünü kıbleye dön huzura dur .

O'na layık yaşa O'nun izinde
Sarılıp gitmeden kefen bezinde
Derman bitinceye kadar dizinde
Yönünü kıbleye dön huzura dur.

Her günahta küfre giden bir yol var
Aman tövbe eyle,hemen istiğfar
Ha gayret,sönsün Cehennemdeki nar
Yönünü kıbleye dön huzura dur.

Yerde,gökte ne varsa Allah'ındır
Aklı olanlara bu imtihandır
Namazların aksıyor kaç zamandır
Yönünü kıbleye dön huzura dur.

Başıboş değil,layemut değilsin
Gururu bırak vücudun eğilsin
"Allahuekber!" De secdeler gelsin
Yönünü kıbleye dön huzura dur...

NUR ŞAİRİ (Zeyrek TATLIBADEM)

"

GÜL OLAYIM


Bu gece duygular benliğimi sardı
Öpülecek nübüvvet mührün vardı
Nere gitsen bulut gölge yapardı
Ben de üstüne ince tül olayım…

Hak bilir doğruyu yine danışır
Gönülleri okşar öyle yanaşır
Söz sohbeti tatlı,güzel konuşur
“ALLAH!” Diyen ağzında dil olayım.

Darılmadın o kadar incindin de
Ümmetin dilerdin teheccüdünde
Cahiller alim oldu mescidinde
Dizinin dibinde tek lal olayım.

Söyle , nedir Asr-ı Saadetteki sır?
O’nun yanında bir,hür,köle,esir
İlaç gibi sözlerindeki tesir
N’olur sakalında bir tel olayım.

Eey sevgi ırmağı gönlüme dökül
Bacasında duman, ocağında kül
Aşkından inleyen şakıyan bülbül
Cennette kokladığın gül olayım

Aciz biçareyim puan vermeyin
O zaten övülmüş öze girmeyin
Ayağın tozuyum çok görmeyin
Allah için seven bir kul olayım.

Sana hayranım Muhammed Mustafam (SAV)
Sensin ruhumdaki sevincim, safam
Uğruna fedadır vücudum, kafam
Bir ömür uğrunda hemhal olayım.

Adını andıkça kaynar coşarım
Gözüm yumar nice dağlar aşarım
Hıçkırır,ağlar Ravzana koşarım
Makamına dokunan el olayım.

Mübarek yay düşmana ok attığın
Liflerine başın koyup yattığın
Yemyeşil iken elinde tuttuğun
Hurma ağacında bir dal olayım.

Allah için dinmez gözümdeki yaş
Kafir düşmanla yapılırdı savaş
Bulunmazdı bazan ne ekmek ne aş
Karnına bağladığın taş olayım…